Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz.
Genç Bir Romancının İtirafları
Kırmızı Kedi Yayınevi
Umberto Eco

Romancı geçmişi otuz yılı bulmayan Umberto Eco bu nedenle kendini “genç” bir romancı olarak niteliyor ve Genç Bir Romancının İtirafları`nda , felsefeci ve kuramcı olarak arkasında bıraktığı uzun kariyerlerinden çok “genç bir romancı” olarak geçirdiği yıllara bakıyor; Eco bu iki alanı birlikte kullanmasının kurmaca yapıtlarındaki verimli sonuçlarına eğiliyor. Kurmaca ile kurmaca dışı arasındaki sınırı araştırıp bu sınırın etrafında keyifle, eğlenerek ve eğlendirerek, zekice yaklaşımlarla dolaşıyor. Okuru kendi yaratıcı yöntemlerinde gezintiye çıkarıyor ve kendi roman dünyasını nasıl yarattığının ipuçlarını veriyor. Ortaçağ uzmanı, felsefeci ve çağdaş edebiyat alanında yetkili bir isim olan Umberto Eco, kurmaca yapıtlardaki hayali kahramanlara ve gerçek hayattaki algılanmalarına da değişik bir açıdan yaklaşıyor. Günümüzün en seçkin yazarlarından olan Umberto Eco`nun yaratıcılığının arka planını merak edenler için eğlendirirken bilgilendiren bu küçük kitap bir hazine.
Nikâh ve PazarlıklarSuriyeli Kadınlarla Çokeşli Evlilikler
Nurgül Certel
İletişim Yayınları

Nurgül Certel, Türkiye’nin aşina olduğu fakat araştırma konusu olarak çoğunlukla gözden kaçmış bir hususu ele alıyor: Çokeşlilik. Suriye iç savaşının neden olduğu zorunlu göç sonrası, Suriyeli kadınlarla yapılan çokeşli evlilikleri yerinde gözlemlediği çalışmasında, bu evliliklerin taraflarından olan erkeklerin, çokeşli evlilikleri nasıl meşrulaştırdıklarını gösteriyor. Erkeklerin, “mağdur olana sahip çıkmak”, “çocuk sahibi (ağırlıkla erkek çocuğu) olamamak”, “sevgisiz ve geçimsiz evlilikler” gibi sebeplerle yapıldığını iddia ettikleri çokeşli evliliklerin diğer tarafları olan kadınların da sesi oluyor. Hem Türkiyeli “ilk eşlerle” hem de Suriyeli “ikinci-üçüncü eşlerle” yapılan görüşmeler neticesinde kadınların bu evliliklere nasıl ve neden “razı olduklarını/edildiklerini”, evlilik içi dinamikleri ve ilişkileri açıklama çabasının yanı sıra bu evliliklerin “aracılarını”, kadınların bir meta gibi pazarlık konusu haline getirilmelerini, kadınlar üzerinden kurulan çıkar ilişkilerini ve sağlanan kazançları da es geçmiyor.
Salondaki Kişiler
Norah Lange
Can Yayınları

Salonda oturuyorlardı; biri, diğer ikisinden biraz uzaktaydı. Bu ayrıntı o günden sonra da hep böyle oldu. Onları her gördüğümde o üç kadından ikisi daima birlikte oturur, üçüncüsü biraz mesafeli dururdu.
Her şey bir akşam, şimşeklerin çaktığı sırada, Buenos Aires’in müreffeh bir sokağında on yedi yaşında bir kızın karşıdaki evin salonunda “üç ince, dalgın gölge”yi görmesiyle başlar. Sonra kız merakla bu kadınları izlemeye koyulur, onlar için türlü türlü hayatlar uydurur; onların kimi zaman gizemli bir suçun ortakları, kimi zamansa intihara meyilli, sorunlu ev kadınları olduklarını düşünür. Neyin gerçek neyin hayal ürünü olduğu kestirilemeyen bu halüsinatif atmosferdeki gözlemin saplantıya dönüşmesiyse kaçınılmazdır.
Lange’nin hayal gücü, arzunun, ev içi mekânın, gözlemciliğin ve kadın yalnızlığının tekinsiz keşfini 20. yüzyılın başyapıtlarından biri kılıyor.
“Ressamsı nitelikleri şiirsel imgelerle birleştiren Lange’nin düzyazısı zenginlik dolu.”
The Guardian
Özlem Tuvale Sığmıyor;Edvard Munch’un Resim Dünyası Üzerine
Karl Ove Knausgaard
Monokl Yayınları

“Sanat sınırları aşarak, ortaklığın belirlediği normların, görmek ve düşünmek konusunda herkesin fikir birliğine vardığı şeylerin ötesine geçerek beslenir. Utanç bir yaptırımdır ve bunun devreye girebilmesi için önce utanmazlığın egemen olması gerekir.”
Karl Ove Knausgaard “Kavgam” serisiyle dünya çapında ünlenmeden önce öğretmenlik yaptı, kaset sattı, petrol platformunda çalıştı, eserlerinde başka sanatçılara dair fikirlerini de paylaşan yazar Özlem Tuvale Sığmıyor’daysa ikonikleşmiş Çığlık’ın ressamı Edvard Munch’un resim dünyasını ve hayatının gölgede kalan yanlarını keşfe çıkıyor. Munch’un kız kardeşinin yasını nasıl tuttuğunu, nasıl içe kapanık biri olduğunu, bakış açısının dönem dönem nasıl farklılıklar gösterdiğini anlatan Knausgaard yanına başkalarını, örneğin Oslo, 31 Ağustos’un yönetmeni Joachim Trier’yi de alıyor. Karl Ove Knausgaard’dan Özlem Tuvale Sığmıyor hem yazarın hayranlarına hem de görsel sanatlarla ilgili herkese hitap edecek bir kaynak kitap.
“Knausgaard’ın entelektüel anlamda doyurucu, felsefi açıdan ilgi uyandırıcı, samimi, güvenilir ve özgün bir üslupla yazılmış kitabı hem mistik hem de teolojik bağlamda sanatın olumlu manevi kıymetini usul usul okurlara öğretiyor.”
–Irish Times
“Bir başka sanatçının dünyasına samimi, yer yer şairane ve derinlemesine bir giriş denemesi.”
–Siri Hustdvet
Hammurabi (Ciltli)
Marc Van De Mieroop
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Öteki Diyarlar: Kayıp Dünyaya Yolculuk
Thomas Halliday
Domingo Yayınevi

FOYLES, SUNDAY TIMES, TELEGRAPH, NEW YORKER, BBC HISTORY ve WATERSTONES’ta YILIN KİTABI
Dünya’nın geçmişi, yalnızca bir zaman çizgisi değil, yaşamın ilk kıvılcımından kadim ormanların gölgelerine, yok olmuş çağların yankılarından memelilerin şafağına uzanan, içine adım atabileceğimiz bir evren. Her bir adımda kayıp bir dünyanın nefesini duyduğumuz, doğanın kırılgan ve büyüleyici ısrarcılığına dokunduğumuz bir evren.
Ünlü paleobiyolog Thomas Halliday işte bu evrende, gezegenimizin çoğu zaman tahayyül bile etmediğimiz eski zamanlarında, Buz Devri Alaska’sından ilk mikrobik yaşamın doğduğu Ediyakaran’a uzanan bir yolculuğa çıkarıyor bizi. İnsanlığın doğum yerine uğruyor, Dünya’da şu âna kadar var olmuş en yüksek çağlayanın sesini dinliyor, 66 milyon yıl önce o meşum asteroidin Yucatan Yarımadası’na düşüşü sonrası yaşamın tekrar doğuşuna ve memeliler çağının şafağına tanık oluyoruz. Halliday ekosistemlerin nasıl oluşup çökebildiğini, türlerin nasıl tükendiğini ve canlıların birbirleriyle kurdukları hayati işbirliklerini gözler önüne seriyor.
The Baillie Gifford Ödülü adayı Öteki Diyarlar yaşamın ısrarcılığı ve ebedi görünenlerin kırılganlığı üzerine çok özel bir kitap.
“Yaşamın tarihine ve belki de geleceğine bakışınızı değiştirecek.” –ELIZABETH KOLBERT
“Dünya üzerindeki yaşamın tarihine dair şimdiye dek okuduğum en iyi kitap.” –TOM HOLLAND
“Derin zamanı yakalamak –hatta hayal etmek bile– çok zordur ama Thomas Halliday bunu başarmış. Bu büyüleyici kitap zaman yolculuğuna en yakın şey.” –BILL MCKIBBEN
Mary Ventura ve Dokuzuncu Krallık
Sylvia Plath
KIRMIZI KEDİ YAYINEVİ
İlk defa 2019’da yayımlanan, Mary Ventura ve Dokuzuncu Krallık, Sylvia Plath’ın 1952’de Smith College’da öğrenciyken yazdığı bir uzun öykü.
Kendi tanımlamasıyla “anlaşılması güç, sembolik bir öykü” dediği metnini yayımlaması için, bir süre önce ödül kazandığı, Mademoiselle dergisine göndermiş ancak öykü kabul edilmemişti.
Bu hikâyeyi yazdıktan sonra Plath, ertesi yaz ilk kez intihar girişiminde bulunur. Dolayısıyla bugün “intihar alegorisi” ile okunduğunda metnin bütün karanlığı ve tekinsizliği daha iyi anlaşılacaktır.
Mary Ventura ve Dokuzuncu Krallık, derginin reddettiği ilk, özgün ve en zengin versiyonuyla ilk defa okullarla buluşuyor.