132
Views

“…başıma gelen diğer iyi şeylerin hemen hemen hepsinde olduğu gibi, tamamen şans eseri Look’ta çok iyi bir arkadaşım oldu ve bana fotoğraf sanatçısı olarak iş verdi. Yaklaşık altı ay sonra kadrolu fotoğrafçı oldum. En yüksek maaşım haftada 105 dolardı ama ülkenin her yerini gezdim, Avrupa’ya gittim ve bu harika bir şeydi. İnsanlar ve olaylar hakkında çok şey öğrendim. Sonra Day of Light (1951) adını verdiğim bir belgesel film yaptım. Yaptığım ilk filmdi.”

Stanley Kubrick

Sene 1945’ti ve 17 yaşındaki Stanley Kubrick, New York’ta yayınlanan Look dergisinde kadrolu fotoğrafçı olarak işe başladı. Sirkten metroya kadar çeşitli yerlerin fotoğraflanması gibi görevler üstleniyordu. 1948’de, New York City’deki Bronx’ta doğup büyüyen fotojenik bir Amerikalı profesyonel orta sıklet boksör ve aktör olan Walter Cartier’i (29 Mart 1922 – 17 Ağustos 1995) fotoğraflaması istendi.

Ortaya çıkan iş Ocak 1949’da yayınlanan, bir boksörün hayatından 24 saati gösteren sekiz sayfalık ve 20 fotoğraklık bir hikaye olan Prizefighter’dı. Okuyucular, Cartier’in Greenwich Village’da yaşayan, Delores’le randevuya çıkan, çocuklarla oynayan ve ikiz kardeşi Vincent’la aynı yatağı paylaşan genç bir adamın sert ifadeli bir boksöre dönüşümüne tanık oldular. Cartier fotoğraflara eşlik eden makalede “bir yıl daha büyük paraları elinden kaçırırsa ringi bırakıp hukuk fakültesine gitmeyi planladığını” söylemişti.

Stanley Kubrick (1928-1999). Walter Cartier – Greenwich Village’lı boksör Walter Cartier ve Dolores Germaine sahilde oynuyor. 1948. New York Şehir Müzesi.
Stanley Kubrick (1928-1999). Walter Cartier – Greenwich Village’ın boksörü Walter Cartier bir restoranda yemek yiyor. 1948. New York Şehir Müzesi.

İkinci Round:
Kubrick, Look’ta çalışırken boksörlerin günlük hayatıyla ilgili bir başka hikaye daha fotoğrafladı. 1950’de çekilen bu hikayede New Yorklu muhteşem Rocky Graziano yer alıyordu. Graziano “Ben Lower East Side’da büyürken tarihin en iyi sokak dövüşçüsüydüm. Kahretsin. Hiçbir sokak dövüşünü kaybetmedim. Asla. Jack Dempsey’i veya Joe Louis’i veya herhangi birini yenebileceğimi düşünürdüm. Harikaydım” diyordu.

    Temiz yüzlü Cartier’ın aksine Graziano hapis yatmış, ordudan atılmıştı ve kendi deyimiyle ” ‘a’ ile başlayan her şeyi çalmak gibi talihsiz bir alışkanlığı vardı; bir meyve parçası, bir radyo, bir araba, çivilenmemiş her şey.” Unutulmaz bir karede Graziano duşta çıplak, bakışları Kubrick’in objektifine sabitlenmiş halde görülüyor.

    Ancak Kubrick’in kariyerinde daha büyük etkiyi yaratan Cartier’dı. Yönetmen 1951’de Cartier’ı 16 dakikalık filmi Day of the Fight için işe aldı ve film RKO tarafından satın alındı. Hikaye bir kez daha Cartier’ın hayatındaki 24 saate odaklandı. Haber filmi tarzında sunulan seslendirme izleyicilere şunları söyler: “Bu bir geçim kaynağı. Bazıları için pek de geçim kaynağı değil.”

    Stanley Kubrick’in The Day of The Fight’ı

    Jeff Stafford, Cinema Sojourns’da Kubrick’in The Day of the Fight yaparken ne kadar hırslı olduğunu şu cümlelerle anlatıyor:

    “Kubrick, The March of Time haber filmlerinin yapımcılığını üstlenen Time Inc. şirketinde çalışan hem arkadaşı hem iş ortağı Alexander Singer ile birlikte, 18 Ocak 1949 tarihli Look’ta Prizefighter adıyla yazdığı ve orta sıklet boksör Walter Cartier’i konu alan fotoğraf denemesinden yola çıkarak popüler haber filmi tarzında bir kısa film yapmaya karar verdi. Kubrick, The March of Time için sekiz ila dokuz dakikalık tipik bir bölümün yapımının yaklaşık 40 bin dolara mal olduğunu öğrendi ve bunu yalnızca 1.500 dolara daha etkili bir şekilde yapabileceğine ve film satışından muazzam bir kar elde edebileceğine yemin etti.”

    Day of the Fight’ın yardımcı yönetmeni olan Singer o günleri şöyle hatırlıyordu:

    “On binlerce dolar kazanabileceğiniz fikrine kapılmıştık. Bir miktar yanılmışız. Gerçek şu ki onları bedava verdiler. Bunlar için hiç para ödenmedi. Para eden profesyonel vodvil karakterlerinin yaptığı komik rutinleri gösteren kısa filmlerdi, bizim düşündüğümüz spor filmleri değildi; hepsi tek kullanımlıktı. Ancak bildiğimiz bir şey vardı ki o zamanlar spor kısa filmi olarak yapılan şeyler çok kalitesizdi; çöptü. Etkisini ve gücünü çok aşabileceğimizden şüphemiz yoktu… Stanley’nin Day of the Fight‘ta foto muhabiri hikayesini kullanma konsepti ilham vericiydi. Dramatik unsurlarının mükemmel bir şekilde sıkıştırılmasının yanı sıra konu olarak seçilen Walter Cartier de adeta bir ders kitabı kahramanıydı.”

    2018 yılında, New York Şehir Müzesi’nde Kubrick Photographs. Through a Different Lens adlı sergi kapsamında öüzenin Mimarlık ve Tasarım Küratörü Donald Albrecht dergi çekimleri ile film arasında bağlantı kurdu.

    Albrecht, AnOther dergisine “Seri çok sinematik. Kubrick film noir ve onun belirgin suç dolu, karanlık estetiğiyle çok ilgileniyordu. Fotoğraflar çok güzel, ışıklandırma çok dramatik ama çok koyu gölgeler tasvir ediyor. Filmlerinde yansıtmaya devam edeceği dünyanın daha karanlık halini gösteriyor” dedi.

    Tıpkı Kubrick’in ilk uzun metrajlı filmlerinden biri olan Killer’s Kiss gibi, bağımsız olarak üretilen bu boks noir’ı da “New York’taki bir boksör ve onun kız arkadaşı olan bir dans salonu kızını konu ediniyor. Bu yüzden konu ve görsel stil doğrudan Look’taki fotoğrafçılığıyla ilgili.”

    New York Daily News’in ölüm ilanında “bilet satan yakışıklı bir Bronx nakavt çocuğu” olarak anılan Cartier, 1995’te öldü. 1957’de boksu bırakmıştı. Dört eski dünya şampiyonuyla karşılaşmasına rağmen hiçbir zaman dünya şampiyonluğu için mücadele etmedi. Profesyonel boks kariyerini 46 galibiyet, 13 mağlubiyet ve 2 beraberlikle bitirdi; 24 galibiyet ve 9 mağlubiyet nakavtla oldu. Cartier oyunculuğa devam etti; buna 50’li yılların ortasında The Phil Silvers Show’da Er Claude Dillingham rolüyle tekrarlayan bir rol de dahil.

    Anthony Luke,  Museum of New York, flash bak

    Makale Etiketleri:
    ·
    Makale Kategorileri:
    FİLM/DİZİ · MANŞET