23
Views

Galaksimizin ismi Yunanca galaxias kyklos (“süt çemberi”) ve Latince via lactea (“süt yolu”) kelimelerinden gelir. Şehirden uzakta, bakir bir yerde gökyüzüne baktığımızda bu ismin konma sebebini anlamak mümkündür. Açık bir havada beyaz, mavi, yeşil ve ten rengi tonlarından oluşan aydınlık bir deniz göğü kaplamıştır sanki. Dünyadan bakıldığında muhteşem görüntüye sahip olan Samanyolu hakkında bilmediğiniz birkaç şey var.

Samanyolu devasadır

Samanyolu galaksisi yaklaşık 1.000.000.000.000.000.000 kilometre çapındadır. Işık hızında seyahat etseniz bile galaksinin bir ucundan diğer ucuna gitmeniz 100.000 yıldan fazla zaman alır. Douglas Adams’ın yazdığı gibi “çok büyük, muazzam, akıl almaz derecede büyük” olan uzay kadar büyük olmasa da aklımızın alamayacağı bir büyüklüktedir. Ve bu sadece bir galaksi. Evrende kaç tane galaksi olduğunu düşünün: yakın tarihli bir tahmin, gözlemlenebilir evrende 100 ila 200 milyar galaksi olduğunu öne sürüyor.

Samanyolu gök cisimleriyle doludur

Samanyolu tahminen 300 milyar yıldızdan, toz, gaz ve bulutsuları gibi göksel olaylardan oluşan bir çubuklu sarmal gökadadır. Tüm bunlar, merkezinde Sagittarius A adı verilen süper kütleli bir kara delik bulunan, Galaktik Merkez adı verilen bir merkez etrafında döner. Çubuk, galaksinin iç kısmındaki yıldızların karakteristik düzenlemesini ifade eder ve yıldızlar arası gaz esasen yıldızlar arası bir havuzu beslemek için içeriye kanalize edilir. Galaksinin dört sarmal kolu vardır ve Güneş, Orion adı verilen küçük bir kolun iç kısmında yer alır. Samanyolu’nun ücra köşelerinde bulunuyoruz. Burada kesinlikle yaşam var, ancak diğer her yer bir soru işareti.

Bu, sarmal bir galaksi için tipiktir

Evrenin yerel hacmindeki tüm sarmal gökadalara baktığınızda, Samanyolu’nun diğerlerinden çok da farklı olmadığını görürsünüz. Virginia Üniversitesi’nde gökbilimci olan Steve Majewski, 2018’de Mental Floss’a verdiği demeçte, “Galaksiler arasında Samanyolu, kendi türü için oldukça sıradan bir galaksi” demişti. Oldukça düzenli bir şekli var. Etrafında her zamanki gibi yıldız kümeleri var. Merkezinde, çoğu galaksinin sahip olduğu süper kütleli bir kara delik var. Bu bakış açısından Samanyolu oldukça sıradan bir sarmal galaksi.

Ama galaksimiz belirli bir açıdan benzersizdir

Steve Majewski, Mental Floss’a verdiği demeçte, sarmal gökadaların genel olarak diğer gökada türlerine göre daha büyük olma eğiliminde olduklarını söyledi. “Evrendeki tüm galaksilerin bir sayımını yapsaydınız, Samanyolu oldukça sıra dışı görünürdü çünkü çok büyüktür ve bizim türümüz evrendeki en büyük galaksi türlerinden biriydi.” İnsan bakış açısından Samanyolu ile ilgili en önemli şey, kesinlikle yaşam üretmeyi başarmış olmasıdır; başka hiçbir galaksinin (şimdiye kadar) başardığı bir şey bilinmemektedir.

Samanyolu’nun yapısını içeriden anlamak zorlu bir iştir

Samanyolu’nun içinde yaşadığımız için, içindeki olayları ve kuvvetleri çok yakından görebiliyoruz; ancak bu içsel bakış açısı galaktik bir örüntüyü belirleme konusunda gökbilimcileri dezavantajlı bir konuma sokuyor. Majewski “Andromeda galaksisinin güzel bir görüntüsünü elde ediyoruz çünkü önümüzde uzanan her şeyi görebiliyoruz. Samanyolu’nda böyle bir fırsatımız yok” diyor.

Yıldızlararası toz, galaksinin bazı kısımlarını görmemizi engelliyor

Yıldızlararası toz gökbilimcileri fazlasıyla engeller. Majewski “Bu toz, ışığımızı ve Samanyolu’nun daha uzak kısımlarına dair görüşümüzü engelliyor. Galaksi gözlerimizin çalıştığı optik dalga boylarında göremediğimiz devasa toz sütunlarının arkasında olduğu için nispeten görüşümüzden gizlenmiş alanları var” dedi. Bu sorunu gidermek için gökbilimciler bazen tozun etkilerini azaltan radyo veya kızılötesi gibi daha uzun dalga boylarında çalışırlar.

Samanyolu’nun dönüşünü hesaplamak mantıklı değil

Gökbilimciler görebildikleri ışık miktarına göre galaksinin kütlesi hakkında oldukça makul tahminlerde bulunabilirler. Galaksinin yıldızlarını sayabilir ve bu yıldızların ne kadar ağırlıkta olması gerektiğini hesaplayabilirler. Galaksideki tüm tozu ve gazı hesaba katabilirler. Ve görebildikleri her şeyin kütlesini hesapladıklarında, bunun Samanyolu’nun dönmesine neden olan yerçekimini açıklamak için gereken miktardan çok daha az olduğunu görürler. Kısacası, Güneşimiz galaksinin merkezine yaklaşık üçte iki uzaklıkta bulunuyor ve gökbilimciler onun galaksinin etrafında saniyede yaklaşık 230 kilometre hızla döndüğünü biliyor. Majewski “Güneş yörüngesinin iç kısmındaki madde miktarına göre hesaplarsanız, ne kadar hızla dönmemiz gerektiğini hesaplarsanız, saniyede 150 veya 160 kilometre civarında bir sayıya ulaşmanız gerekir. Daha da ileri gidip ışıklı madde dediğimiz şeyi hesaba katarsanız yıldızlar olması gerekenden daha hızlı döner. Apaçıktır ki Samanyolu’nda kütleçekimsel etki uygulayan başka bir madde var. Buna karanlık madde diyoruz” diyor.

Karanlık madde galaktik çalışmalarda büyük bir sorundur

Majewski “Samanyolu’nda yıldızların, yıldız kümelerinin ve uydu galaksilerin yörüngelerine bakarak ve sonra o şeyin yörüngesinin iç kısmında, ölçebildiğimiz hızda hareket etmesini sağlamak için ne kadar kütleye ihtiyacımız olduğunu anlamaya çalışarak inceliyoruz. Ve bu tür analizleri galaksinin farklı yarıçaplarındaki nesneler için yaparak aslında Samanyolu’ndaki karanlık maddenin dağılımı hakkında oldukça iyi bir fikre sahip oluyoruz. Yine de karanlık maddenin ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok” dedi.

Samanyolu, Andromeda ile çarpışma rotasında

Paniğe gerek yok. Önümüzdeki 4 veya 5 milyar yıl içinde bir ara, Samanyolu ve Andromeda galaksileri birbirine çarpacak. İki galaksi de hemen hemen aynı boyutta ve aynı sayıda yıldıza sahip ama alarma geçmek için bir neden yok. Majewski “Galaksimizde 300 milyar yıldız ve Andromeda’da da buna benzer sayıda veya belki daha fazla yıldız olmasına rağmen çarpıştıklarında bir yıldızın başka bir yıldıza çarpması beklenmez. Yıldızlar arasındaki boşluk o kadar geniştir” dedi.

Hubble Uzay Teleskobu, Samanyolu’nda veri toplayan uzay araçlarından sadece biri

Sayısız uzay aracı ve teleskop Samanyolu’nu inceledi. Hubble bunların en bilineniyken, Chandra ve James Webb gibi diğer uzay teleskopları gökbilimcilerin dönen yıldız kümemizin gizemlerini çözmelerine yardım etmek için veri gönderiyor. APOGEE gibi iddialı projeler “galaktik arkeoloji” yaparak sarmal evimizin yapısını ve evrimini inceledi. APOGEE galaksideki yüz binlerce yıldızın kimyasal bileşimlerini ayrıntılı olarak ölçüp spektroskopi kullanarak Samanyolu’nu inceledi. Etrafımızdaki yıldızların özellikleri oluşumlarının fosil kanıtlarıdır ve yaşlarıyla birleştirildiğinde gökbilimcilerin evimiz dediğimiz galaksinin zaman çizelgesini ve evrimini anlamalarına yardım eder.

görsel: Joshua Tree National Park | California, USA

mentalfloss

Makale Etiketleri:
· · · · · · ·
Makale Kategorileri:
MANŞET · VE DİĞER